28 Eylül 2007 Cuma

28 Eylül 2007

(ilk defa okuyorsaniz ilk yazidan baslayiniz...)

Lea ve Nestra yavaş yavaş Gizli Koru’da evlerine doğru ilerlemeye başladılar. Herşey gayet normal gözüküyordu.,ağaçlar, kuş sesleri... Evet, herşey gayet normaldi. “Korkacak birşey yokmuş” diye hislerini dile getirdi Lea. Gerçekten de öylemiydi?

Bir süre daha ilerlediler fakat ilerledikçe garip bir uğultu duymaya başladılar.

Nestra neden olduğunu anlamadığı bu uğultular sayesinde telaşlanıp,hızlanması için Lea’yı uyardı. İki arkadaş artık hızla koruda ilerlemeye başlamışlardı. Onlar ilerledikçe ıslık seslerine benzeyen bu uğultu artıyordu. Bir an geri dönebilirmiyiz acaba diye düşünen Nestra’yı ikna etmek Lea’nın göreviydi. Muhakkak goblinler geride onları bekliyordu.

Yol ağaçlarla kaplı idi, aynen geldikleri yol gibi. Fakat Lea adımını atmasına rağmen ilerleyemiyordu. Nestra da aynı durumdaydı ve ellerini uzattığında sanki önünde sanki önünde bir duvar varmış gibi yollarını kestiğini farketti. Bu noktada iki arkadaşın kafaları karışmıştı. Nestra yolda değişen birşey yokmuş gibi gösteren gözlerine inanıp ilerlemeye devam mı edecekti, yoksa önünde bir duvar olduğunu söyleyen ellerine ve ayaklarına mı inanacaktı?

İkili daha fazla düşünmek için fırsat bulamadan ayaklarının altındaki toprağın sanki ileri geri hareket edermiş gibi oynadığını farkettiler. İkisi de küçük çaplı depremlerin hissettirdiği duyguyu anlayacak kadar yaşamışlardı fakat bu hareketlenme hiç de deprem gibi değildi.

Yer kısmi olarak ayaklarının altından yükselmeye başladı. Sanki toprağın altından birşeyler çıkıyordu. Hayır! Toprağın kendisi şekilleniyordu. Yaklaşık iki metre boyunda iki tane toprak adamın ortaya çıkması saniyelerle ölçülecek kadar kısa sürmüştü. Şok geçiren Lea ve Nestra kıpırdayamadan öylece kalmışlardı.

“Sanırım” dedi Lea, “Neden bu korudan kimsenin geçmediğini anlamak üzereyiz.” İki toprak adam hırıltıya benzer bir ses çıkardıktan sonra çok da çevik olmayan bir hareketle Lea ve Nestra’yı yakaladılar. Aslında Lea bir an kaçmayı düşünmüştü fakat arkalarındaki görünmez duvar ve önlerindeki toprak adamlardan fırsat bulup kaçmalarına imkan yoktu,özellikle de Nestra bu denli şok geçirirken onu bırakamazdı...

Nestra artık öleceklerini biliyordu. Nafile bir şekilde toprak adamları yumruklamaya ve Lea’ya kaçması için zaman kazandırmaya çalıştı. Yaptığı hareket ellerinin toprak adamın yüzü diye düşündüğü bölgesinde sıkıştığında hatasını anladı. Onun için artık tek bir önemli şey kalmıştı. Çok sevdiği Lea’ya duygularını en azından ölmek üzereyken çekinmeden ifade edebilmek...

Nestra Lea’ya dönerek, “Seni seviyorum Lea! Bu sözler son sözlerim olsa da seni seviyorum! Keşke daha öncesinden de söyleyebilmiş olsaydım.” dedi. Lea Genç delikanlıya bakıp üzüntü içinde ağlamaya başladı. Gözlerinden birer damla yaş da yanaklarından aşagıya, toprak adamın omzuna doğru süzüldü.

Birden uğultu sesleri azalmaya başladı. Sonrasında ise garip bir gelişme olmuştu. Ölmeyi beklerken gecenin karanlığını delen bir ışık onlara doğru geliyor, ışık yaklaştıkça da kuvvetleniyor gibiydi. Açıklayamadıkları bir hayret içinde olan Lea ve Nestra ışığa doğru bakmaya çalışıyorlardı fakat nafileydi çünkü gözleri kamaştıran bu ışığa bakmak mümkün değildi.

Baharda kasaba meydanında söylenen güzel şarkılara benzeyen bir ses duydular. Derken ışığın etkisine alışıp tekrar ışığa doğru baktılar. Ses oradan geliyordu.

“İnsan bir kız ve insan bir erkek!” dedi ışıktan gelen ses. “Korunun büyüsünü etkileyen şeyi hanginiz yaptı?” diye sordu ses. Artık görünmeye başlayan suret yaşlı bir kişiye aitti. Daha önce de elf görmüş olan Lea ve Nestra farklı koşullarda bu kişiye kesinlikle bir elf derlerdi fakat bu ışık,orman,görünmeyen duvar ve toprak adamlar Lea ve Nestra’nın bu kadar da net karar verememesini sağlamıştı.

“Biz hiçbir şey yapmadık yaşlı kişi, sadece yolumuzu kesn goblinlerden kaçıp evimize gitmek istiyorduk.” dedi Lea kekeleyerek. Yaşlı elf sanki uğultuların sesini anlıyormuş gibi dinleme ifadesi takındı. Birden “Hayır!” dedi gözleri etraflarını tarayarak, “Bunlar insan, goblin değiller.Düşünme işlerini bana bırakın!”dedi. Daha sonra Lea ve Nestra’ya dönerek, “Sizin goblin olduğunuzu ve öldürülmeniz gerektiğini bana söylediler fakat onları uyardım. Çünkü küçüğüm,” gözleri Lea’ya doğru döndü yaşlı elfin, “senin gözyaşların içinizdeki iyiliği Koru ahalisine anlatmaya ve beni buraya getirmeye yetti.” dedi. “Saf aşk her zaman sahiplerinde kötülük bulunmayacağına işarettir.”

Lea ve Nestra utandılar ve yıllarca birbirlerinden sakladıkları aşklarının tam ölmek üzereyken onları kurtardığını görünce şaşırıp aşklarını gizlediklerine pişman mı olmalılar yoksa sevinmelimiler bilemediler.

“Benimle gelin” dedi yaşlı elf. Sonra görünmez duvarın olduğu istikamette ilerledi Arkasını dönerken sağ elini oynattı. O elini oynatırken de elinden ışık huzmeleri belirip kayboldu. Lea ve Nestra artık önlerinde bir engel olmadığını fakederek yapabilecekleri tek şeyi yaptılar. Yaşlı elfi takip ederek korunun içlerine doğru ilerlediler...

-Ali

4 yorum:

Unknown dedi ki...

güzel bir fantastik hikaye devam ederken bir anda ortaya çıkan romantiklik ve ortamın yumuşaması hikayeye ilginç bir hava katmış . i need more blood more action mon!!

Unknown dedi ki...

fantastik yaratıklarla dolu ilgi çekici bir hikaye devam ediyorken konuya biraz da romantik ögeler eklenmesi hikayeyi biraz ilginçleştirmiş. i need more blood more action mon!!

Adsız dedi ki...

Bence oldukça güzel gidiyor yazınız.Biraz daha gizemli hale getirmeye ne dersiniz.bence süper olur...

paemulsi dedi ki...

Yorumlariniz icin tesekkur ederim arkadaslar.Biraz da Orhana baskı yapın lutfen :)
-Ali